ULUSLARARASI 15 TEMMUZ VE DARBELER SEMPOZYUMU " KÜRESEL ETKÝLER, MEDYA VE DEMOKRASÝ"

15 Temmuz 2016, Türkiye demokrasi tarihinin en önemli dönüm noktalarýndan biridir. Türk Ordusu’na sýzan Fethullahçý Terör Örgütü (FETÖ) üyesi bir grup, Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiþ Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan ve seçilmiþ hükümetini devirmeye yönelik darbe giriþiminde bulunmuþtur. Bu giriþim, 23 Ocak 1913 Bâb-ý Âli Baskýný’ndan bu yana ülkede süregelen askeri darbe giriþimlerinin sonuncusudur. Darbe giriþimi halkýn direniþiyle engellenmiþ, hem Türkiye hem dünya için örnek oluþturacak sivil direniþ pratiði geliþtirilmiþtir. Türkiye darbeler tarihinde ilk kez sivil siyasal liderliðin, medyanýn ve halkýn kararlý ve cesur direniþi sayesinde 15 Temmuz darbe giriþimi püskürtülmüþtür. Direniþ sýrasýnda 251 þehit verilmiþ; 3160 silahsýz sivil vatandaþ aðýr silahlarla yapýlan saldýrýlar nedeniyle yaralanmýþtýr. Darbe giriþiminin hemen ardýndan vatandaþlar kent meydanlarýnda toplanarak gerçekleþtirdikleri demokrasi nöbetleriyle dünya demokrasi tarihinin en önemli sivil protestosunu ve direniþini ortaya koymuþlardýr. 15 Temmuz direniþi ve demokrasi zaferi, dünyada kronikleþen askeri müdahaleler ve darbeler tarihi için de yeni bir dönemin baþlangýcý olmuþtur. Askeri darbeyi kabullenme ve kaderine razý olma iradesi, devletin resmi kurumlarýnýn ve medyanýn dirayeti ve onlarýn teþvik ettikleri halk hareketiyle önlenmiþtir. 15 Temmuz Direniþi, bütün dünya ülkelerinin ve özellikle müesses küresel nizamýn kýskacýnda bulunan geri kalmýþ ya da geliþmekte olan ülkelerin örnek almasý gereken bir demokratik mücadele yöntemi olarak deðerlendirilmektedir. 15 Temmuz’un küresel ölçekte etkilerinin deðerlendirilmesi, askeri darbe geleneðinin Türkiye’de ve dünyada katýlýmcý tam demokrasi çerçevesinde deðerlendirilmesi, medyanýn rolünün irdelenmesi, günümüzün askeri darbe anlayýþlarýnýn yönlendirici faktörlerinin tespit edilmesi, farklý dýþ politika yapýcýlarýnýn darbe yapýlan ülkelerdeki etkilerinin analiz edilmesi, yeni askeri darbe teþebbüslerinin önlenmesi için yapýlmasý gereken hamlelerin öngörülmesi önem arz etmektedir. Sempozyuma; devlet adamlarý, bilim insanlarý, kanaat önderleri ve medya mensuplarýndan oluþan davetli konuþmacýlarýn yaný sýra ulusal ve uluslararasý akademik camiadan bildiriler kabul edilecektir. Sempozyum dili Türkçe ve Ýngilizce olup, her üç dilden gönderilecek bildiriler deðerlendirmeye alýnacaktýr.